Aydın’ın Nazilli ilçesindeki apartmanın 2’nci katındaki, Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Nazilli İtfaiye Amirliği’nde vazifeli Turgay Gezgin’e ilişkin konutta, 18 Mart sabah saatlerinde yangın çıktı.
Çevredekilerin ihbarıyla adrese itfaiye, polis ve sıhhat takımları sevk edildi.
EŞİ VE 2 ÇOCUĞU HAYATINI KAYBETTİ
Ekiplerin müdahalesiyle yangın söndürüldü.
Evdeki incelemede, Gezgin’in eşi Fatma Gezgin ile çocukları Deniz ve Toprak Gezgin’in ömrünü yitirdiği belirlendi.
HABERİ ALAN İTFAİYE ERİ BAYGINLIK GEÇİRDİ
Gece mesaisinden dönen ve eşiyle 2 çocuğunun yangında hayatını kaybettiği haberini alan itfaiye işçisi Turgay Gezgin, baygınlık geçirdi.
Gezgin, birinci müdahalenin akabinde ambulansla Nazilli Devlet Hastanesi’ne kaldırıldı.
Fatma Gezgin ile 2 çocuğu, otopsi süreçlerinin akabinde Eğriboyun Mezarlığı’nda toprağa verildi.
İTFAİYE İŞÇİSİ TUTUKLANDI
Yangına ait yürütülen soruşturmada, 11 yıldır Aydın Büyükşehir Belediyesi İtfaiye Daire Başkanlığı Nazilli İtfaiye Amirliği’nde misyon yaptığı belirtilen Turgay Gezgin ve olaydan sonra nişanlığı Nazilli Devlet Hastanesi’nde vazifeli hemşire F.T. gözaltına alındı.
Gezgin sevk edildiği adliyede tutuklanırken, nişanlısı F.T. ise isimli denetim kaidesiyle özgür bırakıldı.
İFADELERİ ORTAYA ÇIKTI
Nazilli Cumhuriyet Başsavcılığınca yürütülen soruşturma kapsamında itfaiye eri Turgay Gezgin ve nişanlısı F.T.’nin savcılıkta verdikleri sözler ortaya çıktı.
“TADİLAT YAPTIRMIŞTIK ANCAK TEKRAR BİR KOKU ALMADIM”
Kendisinin geceleri dışarıda alkol aldığını ve konuta pek uğramadığını belirten Gezgin, olay gecesi kendisinin balkonda, eşinin de salonda olduğunu anlatarak şu sözleri kullandı:
Balkonda olduğum esnada eşim Fatma bana saat 03.30 sıralarında doğalgaz kokusu olduğundan bahisle WhatsApp üzerinden ileti attı. Bunun üzerine doğalgaz borularını ve çizgisini denetim ettim, rastgele bir koku almadım. 10- 15 gün evvel tadilat yaptırmıştık fakat tekrar rastgele bir koku almadım.
Ezan okunmadan evvel diye hatırladığım bir vakitte eşim oruç tuttuğu için sahur hazırlamak üzere mutfağa geçti. Ben de üzerimi değiştirerek 05.45’te itfaiyeye gitmek için konuttan çıktım. Direkt itfaiyeye gittim. Bu esnada kendisi mutfaktaydı.
“ŞÜPHELENECEK RASTGELE BİR ŞEY GÖRMEDİM”
Gezgin, tabirinin devamında şu tabirlere yer verdi:
İtfaiyeye gittiğimde Hüseyin Serkan Yaşar ile Zafer Halilaki ayaktaydı. Hüseyin Serkan sahur yapmıştı, toplanıp içeri gitti. Bir mühlet Zafer ağabeyle oturdum. Daha sonra acıktık.
Daha sonra ben, Uzun Çarşı’ya börek ve poğaça almaya meskene de montumu almaya gittim. Bu esnada anahtar yanımdaydı. Apartmanın dış kapısının anahtarı ve iç daire kapısının anahtarı birebir anahtarlıkta takılıydı. Genelde dış kapıyı şifreyle açarım. O gün nasıl açtığımı hatırlamıyorum.
Saat 07.00 sıralarında daire kapısını açıp, içeri girmeden montumu alarak çıktım. Bu esnada rastgele bir doğalgaz, is, duman kokusu almadım. Şüphelenecek rastgele bir şey görmedim. Montumu giyerek binadan çıktım ve tekrar itfaiyeye gittim.
“MESAJINI GÖRDÜM LAKİN KARŞILIK VERMEDİM”
Bu esnada kamera manzaralarında girip, çıkarken daima meskene baktığının gerçek olduğunu sözünde belirten Gezgin, şöyle devam etti:
Bende etraf denetimi hastalığı var. Olaydan sonra yahut evvel itfaiyede, olayın yaşanmış olduğu meskenime yahut babamların meskenine girip çıkarken etraf denetimi yaparak girip, çıkarım. Buradaki kamera kayıtları incelenirse bunun benim olağan olarak yaptığım bir hareket olduğu görülecektir. İtfaiyeye döndüğümde arkadaşlarımla poğaça yedik.
Akabinde 07.40- 07.45 civarı eşimi aradım lakin açmadı. Ben de ileti attım. Birkaç kez aradım. Bana atmış olduğu ‘Çok geç gelme pazara gidelim. Beşerler uyanınca da konut sahibini mi arayacaksın, doğalgazı yapanı arayacaksın? Birini orta kokuya baktır’ biçimindeki iletilerini itfaiyeye birinci geldiğimde gördüm lakin yanıt vermedim. Ben genelde onun iletilerini karşılıksız bırakırım.
“BAŞKA KİMSEYİ DUYMADIM, GÖRMEDİM”
Eşini saat 07.45 üzere birkaç defa aradığını, telefonu açmaması üzerine konuta gittiğini aktaran Gezgin, sözünde ayrıyeten şunları söyledi:
Bu esnada saat 08.00 sıralarındaydı. Ben üst çıkarken komşumla karşılaştım. O da dairesinden çıkıyordu. Daire kapısına geldiğimde rastgele bir koku almadım. Anahtarımın yanımda olmadığını fark ettim. Kart ile açmaya çalıştım lakin açamadım.
Zile bastım, kapıyı çaldım yaklaşık 3- 4 sefer çalıp bekledim. İkişer dakika ortayla çalmış olsam yaklaşık 8-10 dakika sürmüştür. Üstte kapıyı çalarken aşağıda bodrum kattaki daireden komşumun gittiğini duydum. Bir mühlet sonra ben de çıktım. Öteki kimseyi duymadım, görmedim.
EVE GİTTİĞİ SAATE ÇELİŞKİLİLİ İFADE
Savcının “Daha evvelki beyanlarınızda meskene en son 07.00’de gelerek montunuzu aldığınızı söylediniz. Şu an da ise saat 08.00- 08.10 esnasında gelerek yaklaşık 10 dakika apartman dairesinin önünde bulunduğunuzu söylüyorsunuz. Çelişki hakkında ne söyleyeceksiniz?” sorusuna Gezgin, “Benim palavra söyleme üzere bir lüksüm yok. Aslında her yerde kamera var, gerek savcılıkta gerek karakolda vermiş olduğum tabirlerde bu hususu hatırlamamış olabilirim.” diye karşılık verdi.
Gezgin, çarşıya gittikten sonra komşusunun kendisini araması üzerine meskene geldiğini de belirtip, içeri girmek istediğini lakin ağır dumanlardan ötürü giremediğini belirtti.
“KÖTÜ ŞEYLER OLACAK”
Savcı, Gezgin’e nişanlısı kuşkulu F.T.’nin olaydan evvel kendisine “Kötü şeyler olacak.” halinde attığı iletisi da sordu.
Bu soruya ise Gezgin, “Hislerim kuvvetlidir. Farklı olaylarda da hislerim sonucunda güzel yahut makûs olaylar meydana geldi. Boşanma konusunda kendisine boşanacağımı söyledim. Dava olduğunu da söyledim. Lakin davanın boşanma davası olduğunu söylemedim, şahit olduğum bir belge olabilir.” diye yanıt verdi.
“ÇOCUKLARININ ÖLDÜĞÜNE İNANMIYORDU”
İfadesi alınan F.T ise olaydan sonra Turgay Gezgin’in kendisine o gün hiç meskene gitmediğini söylediğini belirtip, “Zaten konutta kalmadığını bazen babasında bazen kız kardeşinde bazen de itfaiyede vakit geçirdiğini söylüyordu. Bu olay olduktan sonra olay olan meskende kalıp kalmadığını bilmiyorum. Bana kalmadığını, eşya toplamaya gittiğini söyledi.” dedi.
Olay olduktan sonra ailesi ve arkadaşlarının Gezgin’in mezarlığa gitmediğini söylediğini belirten F.T., Gezgin’in ise çocuklarının öldüğüne inanmadığı istikametinde kendisine kelamlar sarf ettiğini sözünde söyledi.
“SENDEN ŞÜPHELENİYORUM, GÖRÜŞMEK İSTEMİYORUM”
Gezgin ile 11 Mayıs’ta nişanlandıklarını da tabirinde anlatan F.T., şöyle devam etti:
Bu olaydan yaklaşık 10- 15 gün evvel bana ‘Benim içime makûs şeyler doğuyor, sarsıntı, vefat üzere bir şey olacak, bu bana koyacak’ dedi. Olaydan 1 gün evvel bana ‘yarın boşanma davam var, bu iş bitecek’ dedi. Ben de ona ‘benim boşanmam 8 yıl sürdü, o o denli çabucak olmaz’ dedim. Bana ‘Benimki olacak, biz konuştuk anlaştık, her şey bitecek’ dedi.
Ben hem 10- 15 gün evvel söylediği hem de 1 gün evvel söylediği bu kelamlardan sonra bu olayın olması üzerine kendisinden şüphelendim. Kendisine ‘senden şüpheleniyorum, görüşmek istemiyorum’ dedim. Kendisini çok defa engelledim fakat beni kelamlı olarak ikna etti. Ben her ne kadar ikna olup görüşmeye devam etsem de kendisine bu olaydan itibaren güvenmiyordum. Olay ile ilgili kuşkularım daima devam ediyordu.
VETERİNERDEN HAYVANLAR İÇİN AĞIR UYKU GETİREN İLAÇ İSTEDİ İDDİASI
Öte yandan Turgay Gezgin’in olaydan 1 gün evvel bir veterinere gidip hayvanlar için ağır uyku getiren ilaç istediği lakin veterinerin olmadığını söyleyerek, vermediği öğrenildi.
Ayrıca Adnan Menderes Üniversitesi Hastanesi’ndeki otopsi raporunda anne ve 2 çocuğunun vefat sebebinin karbonmonoksitten kaynaklandığı belirtildi.
Ancak anne ve iki çocuğun vefatıyla ayrıntılı otopsi için alınan numunelerin İzmir İsimli Tıp Kurumu’na gönderildiği belirtildi.
0 Comments