Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Atatürk Kültür Merkezi’nde düzenlenen “Bir Şiir Bir Hayat Canım İstanbul” programında konuştu.
‘TERÖRSÜZ TÜRKİYE’ MESAJI
Burada iştirakçilere hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan açıklamalarında kıymetli iletiler verdi.
“Gençliğimizin önündeki tüm mahzurları kaldırıyoruz” diyen Erdoğan, ‘Terörsüz Türkiye’ sürecine ait dikkat çeken sözler kullandı.
“ÇOK SAĞLAM BİR TEMEL ÜZERİNDE YÜKSELTECEĞİZ”
Erdoğan, “Bugüne kadarki en büyük eserimizi, yani Terörsüz Türkiye’yi, inşallah yakın vakitte, çok sağlam bir temel üzerinde yükselteceğiz.” dedi.
“MİLLİ KIYMETLERE SAHİP ÇIKAN BİR GENÇLİK VAR”
Gençlere de seslenen Erdoğan, “Türk milletini kökünden koparmak isteyenler rahatsız olsalar da bugün lisanına, dinine, ulusal ve manevi bedellerine sahip çıkan bir gençlik var.” diye konuştu.
“EN DERİN HÜRMETLERİMİ SUNUYORUM”
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın açıklamalarından öne çıkan satır başları şu formda:
Konuşmamın çabucak başında tüm ilçeleriyle tüm semtleriyle gözbebeğimiz İstanbul’u selamlıyorum. Hemşerilerim her birine en derin hürmetlerimi sunuyorum. İstanbul’un bu müstesna kubbesinin altında ülkemizin ve kültür coğrafyamızın dört bir yanındaki kardeşlerimizle kalbi bizimle atan gönüldaşlarımızın her birine selamlarımı sevgilerimi gönderiyorum.
NECİP FAZIL’I ANDI
Kültür Bakanlığımıza, sayın Bakan ve ekibine stantta emeği geçen herkese şükranlarımı iletiyorum. Bu değerli etekliğin düzenlenmesinin hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum. Üstadın dava şuurunu da tüm ihtişamıyla bugünlere taşıyan vakfımızın her bir mensubunu tebrik ediyorum. Vefatının üzerinden 42 sene geçmesine karşın yapıtlarıyla fikirleriyle çabasıyla bugün bile kitlelere taraf gösteren üstat Necip Fazıl’ı yad ediyorum.
“BÖYLE KADİM BİR KENTİN HİZMETKARI OLMAKTAN GURUR DUYUYORUZ”
İstanbul üzere tarihiyle kültürüyle göz bebeğimiz olan nadide bir kentte yaşamanın bahtiyarlığı içerisindeyiz. İstanbul’la ne kadar iftihar etsek azdır. Bu türlü kadim bir kentin hizmetkarı olmaktan erdem duyuyoruz. İstanbul’u anlatan her çalışmayı takdirle karşılıyoruz. Yapay zeka ve ses klonlama üzere pek çok dijital yeniliğin kullandığı stantla tarihi İstanbul görüntüleri seyredilirken bir yandan da maziye yakinen şahitlik edilecek. Bu hoş ve manalı aktifliğin hepimiz için hayırlar getirmesini diliyor, emeği geçen herkese tekrar şükranlarımı sunuyorum.
“ASALET SIRF MİLLETLERE HAS VASIF DEĞİLDİR”
Şu gerçeği evvela sizleri paylaşmak isteğindeyim; milletlerin değeri, zenginliği, derinliği, tarih ve medeniyete yaptığı katkılar kadar sinesinden çıkardığı müellif, şair, ilim ve tefekkür insanlarıyla mizana vurulur. Bu eserler tıpkı vakitte necip olma hasletini; yani asaleti de bünyelerinde taşır. Asalet sırf milletlere has vasıf değildir, fikrin ve şahsiyetin de bir asaleti vardır. Necip ismiyle müsemma olan üstat bu asilliğin, bu yüksek fikri mertebenin en mümtaz amillerinden biridir. Merhum Necip Fazıl, şiir, nesir, tekmil yapıtlarıyla ebediyen ötelerin, ferdaların bir manada sıdretil müntehanın peşinde olmuştur. Üstadın sezişi, duyuşu, hissiyatı ve sıkıntılara hakimiyeti onu muasır ve muarızlarından daima farklı kılmıştır. Zekasının sertliğini, kelamının sarahatini, kalemi, kelamı, dava ve teziyle ortaya koydu. Şiirlerinde vakit ve yeri eşya ve beşerle terkip etti. Mistik bir ürpertiyle birleştirdi.
“GEÇMİŞİ OMUZLAYIP GELECEĞE SESLENDİ”
Ferdi ve toplumu hiçbir vakit birbirinden ayırmadı. Üstadın nazarında cemiyetin düşü olan şiir, his, fikrin biri ötekini boğmadan, gölgede bırakmadan ahenk içinde bir ortaya getirdiği sanatın ismiydi. İnce olduğu kadar rafine, grift olduğu kadar naif lisanla geçmişi omuzlayıp geleceğe seslendi. Üstat ömrü boyunca çalıştı. Bu kutlu yürüyüşte periyodun kibir abidelerinin radarına girdi. Zindanlara atıldı, mecmuaları toplatıldı. Ancak üstat hiçbir vakit korkmadı, yılmadı. İstikametten bir an olsun ayrılmadı. Onunla yoldaşlık edenler ilimle bilgiyle şuurla mücehhez olmuştur. Üstadın en büyük hayali “Kim var” diye seslenildiğinde sağına soluna bakmadın “Ben varım” diyen bir gençliğin yetişmesidir. Üstadın çektiği sıkıntıların hiçbiri boşa gitmemiş, ektiği tüm tohumlar çiçek vermiş, meyveye durmuştur.
0 Comments